
Aşk öykülerine, mektuplaşmaya ve kadınların kayıp tarihine adanan bu övgü dolu şiir,
melankolisi ve büyüsüyle geçmişi gün yüzüne çıkarırken, karmaşanın güzelliğinin de altını çiziyor.
Aşk öykülerine, mektuplaşmaya ve kadınların kayıp tarihine adanan bu övgü dolu şiir,
melankolisi ve büyüsüyle geçmişi gün yüzüne çıkarırken, karmaşanın güzelliğinin de altını çiziyor.
Raoul Peck’in ödüllü filmi, Baldwin’in yarım kalmış romanını, arşiv görüntüleri, röportajlar ve Samuel L. Jackson’ın sesi aracılığıyla ta bugünlere uzanan, acıklı bir tasvire dönüştürüyor.
IMDB puanı ve genel yorumların aksine çok abartılı buldum. Başta merak uyandırsa da belli bir süreden sonra sadece sonunu merak ettiğim için izledim. finali iyi olsa da filmin genelindeki abartılar ve kopukluklar yüzünden çok beğendiğim bir yapım olmadı.
Gerçekten oldukça akıcı ve izlerken insanı içine alan bir yapımdı. Kendimi Doğu Berlin’de yaşıyor gibi hissettim. Tarihsel ögeleri ve değişimi çok başarılı şekilde yansıttığını düşünüyorum. Sinematografi adına fazla üst düzey olmasa da senaryo ve oyunculuk ile bu eksiği fazlasıyla kapatmayı başardı.
Hızlı bir şekilde başladı. Filmin ortalarına doğru temposu biraz düşse de öyle bir kapanış yaptı ki düşen tempo fazlasıyla yükseldi. Oyunculuklar, sinematografi ve senaryo oldukça başarılı. Film boyunca dram aşırı şekilde yüzümüze vuruluyor ve diğer duyguları hissetmeye pek vaktimiz kalmıyor. Bu durum beni rahatsız etti açıkçası. Fakat genel olarak oldukça etkileyici bir yapım olduğunu söyleyebilirim.
İlk filmini çok sevip etkilenmiş biri olarak şüphesiz gittim ikinci filme. İlk film kadar iyi olmayacağını filmi başka bir yöne evireceklerini hatta filmden hayal kırıklığıyla çıkacağımı bile bile gittim. Hani birinin sizi yarı yolda bırakacağını bile bile aptal gibi gidersiniz ya engel olamazsınız kendinize heh işte tam olarak öyle bir gidişti. İlk filmde duygu ölünce […]
Karşınızda bir DC fanı var, evet evet biliyorum… Marvelcılar tarafından linçleneceğim ama ne yapayım. Dayılarım, 1970lerde bir çizgi roman hayranıydı (kim değildi ki o zamanlar!) ve kendileri sürekli çizgi roman biriktirmişler. Ben de o çizgi romanları okuyarak büyüdüm. Hayran olduğum karakterler vardı, örneğin Batman benim için inanılmaz bir karakterdi. Onun bir süper kahraman gibi olağanüstü […]
27. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında düzenlenen ücretsiz “Gondol’da Film Gösterimleri” etkinliği, gösterime girdikleri günden bu yana ilgiyle izlenen filmleri sinemaseverlerle buluşturuyor. Adanalılara açık havada film izleme keyfi sunmayı amaçlayan gösterimler, sosyal mesafeye uygun bir yerleşimle 14 – 20 Eylül 2020 tarihleri arasında Seyhan Nehri’nde bulunan Gondol Marina’da gerçekleştirilecek. Adana Büyükşehir Belediyesi, Şehircilik […]
Youtube’da gezinirken tesadüfen rastgeldiğim ve beğendiğim bir belgesel film oldu. Neden belgeselin adının “Benden Hikayesi” seçilme sebebini aşağıda ki izleme linkinde, belgesel açıklamasında bulabilirsiniz.
Apichatpong Weerasethakul, ya da Tayland dışındaki kullanımları için bu uzun ve telaffuzu zor isminin yerine seçtiği oldukça kısa takma adıyla “Joe”, bağımsız sinema alanındaki ününü Tayland’ın sınırları dışına taşımayı başarmış bir yönetmen. 1,427 more words
Apichatpong Weerasethakul Sineması: Hayaletler, Göçebe Ruhlar, Önceki Hayatlar
Fenomenoloji, dış dünyanın ve bizim duyularımız aracılığıyla algılayabileceğimiz gerçeklikleri ifade eder felsefede. Algıladığımız sürece gerçekleştiğini varsaydığımız – kişiliklerimiz dair – her şey fenomendir. Algılayış ve anlamlandırma da yine insan zihninden geçen bir süreçtir. 878 more words
Tanin no kao (1966): Kendisiyle Yüzleşmeyenler ve Maske Sorunsalı
Kim Ki-duk, Güney Kore Sinemasının dünya sinemasında saygın bir yere sahip olmasını sağlayan kıymetli yönetmenlerden birisidir. Sinema sanatını keşfetmesi ve yönetmenliğe başlaması arasındaki bu yolculuk oldukça ilginç ve ilham vericidir. 6,104 more words
Kim Ki-duk Sineması: Nietzche’ci Islah Edilmiş Bir Barbarlık
1986 yapımı Offret ya da Türkçe adıyla Kurban, Rus yönetmen Andrey Tarkovski’nin son filmi. Film 1986 yılında Cannes Film Festivali’nde gösterildikten sonra aynı yılın sonunda Tarkovski akciğer kanserinden vefat etmiştir. 902 more words
Koronavirüs pandemisi sebebiyle vizyon tarihi sürekli ertelenen ve dünya çapında normale dönüşün bir muştulayıcısı olması beklenen Tenet nihayet vizyona girdi. Böylece film, kendi seyir macerasını hem salgının hem de aylarca kapalı kalan sinemaların kaderine eşitleyerek uzun süredir beklenen Mesiyanik bir figür hâline dönüştü. Tesadüftür, filmin kendisi de dünyayı olabilecek olandan kurtarmaya çalışanların hikâyesini anlatıyor. Yılan […]
“Gerçekten hiçbir çözümüm yok ve çözüm getiren filmlerden hoşlanmam. İnsanların üzerinde düşünebilecekleri durumlar yaratmak istiyorum. Yapmanız gereken ilk şeyin, kendinizi sevmeyi öğrenmek olduğunu söyleyerek biten bir filmden nefret ederim. 947 more words
I’m Thinking of Ending Things (2020): Bin Parçalık Bilinç Seti
2015 yılında Kent Jones’un yönetmenliğini yaptığı Hitchcock / Truffaut belgeseli, ikilinin 1962 yılında gerçekleştirdiği röportaja – aslında sohbet havasında geçen bir görüşme desek daha doğru olur – ve François Truffaut’nun 1966 yılında çıkardığı Le Cinéma selon Alfred Hitchcock (Alfred Hitchcock’a Göre Sinema) kitabına dayanıyor. Belgeselde Wes Anderson, Olivier Assayas, Peter Bogdanovich, Arnaud Desplechin, David Fincher, […]
Farklı Kültürler ve Hayat Anlayışlarından Sinema Ortaklığında Kurulan Dostluğa: HITCHCOCK / TRUFFAUT
A vibrant young woman dies taking a selfie on virtually the best birthday of her life. Project Links Website Facebook Instagram
İsveç İstanbul Başkonsolosluğu ve İstanbul İsveç Araştırma Enstitüsü işbirliği ile organize edilen DİYALOGLAR / DİALOGLAR etkinliği çerçevesinde, Türkiye sinemasının öncü kadınlarının anlatıldığı zaman çizelgesi sunulacak.
İŞÇİ EMEKÇİ KONSEPTLİ 100 FİLM Gazap Üzümleri (The Grapes of Wrath) 1940 ABD yapımı film, John Steinbeck‘in 1939 yılında yazdığı, aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Yönetmeni John Ford olan filmin yapımcılığını da Darryl F. Zanuck üstlenmiştir. Filmde 1930’lu yıllarda ABD’de hüküm süren Büyük Ekonomik Buhran sırasında fakirleşen Oklahomalı bir ailenin kuraklığın da etkisi ile verimsiz hale […]
Kıyamet sonrası filmler kategorisinde iyi bir film. Ana fikrin yine insan insanın kurdudur olduğu filmimizde en azından bu sefer zombilerle değil açlıktan insan yemeyi tercih eden yamyamlarla karşılaşıyoruz zira bu filmlerde zombi görmekten midem bulanmıştı. Jeff Renfoe’nin yönettiği ve senaryosuna katkıda bulunduğu filmde bu defa kıyamet soğuk ve kar olarak gelmiş. Belli […]